İsrail Ne Zaman Devlet Olarak Tanindi ?

Duru

New member
İsrail'in Devlet Olarak Tanınma Süreci

İsrail’in devlet olarak tanınması, yalnızca Ortadoğu’da değil, dünya çapında pek çok politik, sosyal ve dini dinamiği etkilemiştir. 1948 yılında kurulan İsrail, uluslararası alanda bir devlet olarak kabul edilmeden önce, birçok çatışma ve müzakereden geçmiştir. Bu makale, İsrail'in devlet olarak tanınma sürecine dair önemli tarihsel olayları, gelişmeleri ve uluslararası perspektifleri ele alacaktır.

İsrail Devleti’nin Kuruluşu

İsrail’in devlet olarak ilan edilmesi, 14 Mayıs 1948’de David Ben-Gurion’un başkanlığındaki İsrail Ulusal Konseyi tarafından gerçekleştirilen bir duyuruyla mümkün olmuştur. Bu duyuru, Birleşmiş Milletler’in 29 Kasım 1947 tarihli kararı doğrultusunda yapılan bir planın sonucudur. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Filistin topraklarında bir Yahudi devleti ve bir Arap devleti kurulması önerisini kabul etmişti. Bu plana göre, Filistin bölgesi Yahudilere ve Araplara ayrı ayrı topraklar tahsis edilerek iki devletli bir çözüm öneriliyordu. Ancak Arap ülkeleri, bu öneriyi reddetti ve Filistin topraklarında bağımsız bir Arap devleti kurmayı hedefledi.

Birleşmiş Milletler ve İsrail’in Tanınması

Birleşmiş Milletler, 1947’de aldığı karar ile Filistin’deki bölgesel paylaşım için bir plan oluşturmuştu. Bu plan, Filistin topraklarının yaklaşık yüzde 55’inin Yahudi devletine, yüzde 45’inin ise Arap devletine verilmesini öngörüyordu. Yahudi toplumu bu planı kabul etmişken, Arap ülkeleri ve Filistinli Araplar bu planı reddetmişti. 1948’deki İsrail’in ilanıyla birlikte, İsrail devletinin kurulması resmen gerçekleşmiş oldu. Ancak, İsrail’in devlet olarak tanınması süreci, birçok zorlukla karşı karşıya kalmıştır.

İsrail’in kurucuları, BM’nin Filistin için belirlediği planı, bölgedeki Yahudi halkının tarihsel ve dini bağlarıyla meşrulaştırmaya çalıştılar. Birçok ülke, bu durumu uluslararası hukuk çerçevesinde kabul etmeyip, Filistin halkının bağımsızlık hakkını savundu. 14 Mayıs 1948’de ilan edilen devlet, Birleşmiş Milletler tarafından derhal tanınmadı. Bununla birlikte, ilk tanıyan ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği gibi büyük güçler bulunuyordu.

Amerika Birleşik Devletleri’nin Tanıması

İsrail’in kuruluşundan yalnızca 11 dakika sonra, ABD Başkanı Harry S. Truman, İsrail Devleti’ni resmen tanıyan ilk ülke oldu. Truman’ın bu adımı, büyük ölçüde Yahudi lobisinin baskıları ve savaş sonrası dönemde Ortadoğu’daki stratejik çıkarlar doğrultusunda şekillenmişti. ABD’nin erken tanıma kararı, dünya çapında birçok başka ülkenin de İsrail’i devlet olarak kabul etmesine zemin hazırlamıştır.

Sovyetler Birliği’nin Tanıması

Sovyetler Birliği, 1948’de İsrail’in kuruluşunu hızla tanıyan diğer büyük güçlerden biriydi. Sovyetler Birliği, özellikle savaş sonrası Ortadoğu’daki etkisini artırma arzusuyla bu tanımayı gerçekleştirdi. Ancak, Sovyetler Birliği’nin tanıma kararı, uzun vadede Arap ülkeleriyle olan ilişkilerinde gerginliğe yol açtı.

İsrail’in Devlet Olarak Tanınmasının Uluslararası Boyutu

İsrail’in devlet olarak tanınması, yalnızca büyük güçlerin kararlarıyla sınırlı kalmamıştır. Birleşmiş Milletler, İsrail’in tanınmasını sağlayan en önemli uluslararası platformlardan biridir. 11 Mayıs 1949’da, İsrail Birleşmiş Milletler’e tam üyelik başvurusu yaptı. 4 ay sonra, 19 Kasım 1949’da İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından tam üye olarak kabul edildi. Bu, uluslararası alanda İsrail’in varlığının kabul edilmesinin önemli bir göstergesiydi.

Bununla birlikte, İsrail’in kurulduğu günden itibaren Arap ülkeleri ve diğer bazı devletler, İsrail’i tanımadılar. 1948’deki Arap-İsrail Savaşı, İsrail’in kurulmasına karşı çıkmaya devam eden Arap ülkelerinin oluşturduğu bir cepheyle yaşanmış ve sonuçları, bu ülkelerin İsrail’i devlet olarak tanımama tavırlarını pekiştirmiştir. 1949’da yapılan ateşkes anlaşmaları, İsrail’in sınırlarını güvence altına almakla birlikte, bu anlaşmalar, İsrail’in uluslararası düzeyde tanınması için yeterli olmamıştır.

Arap Ülkelerinin İsrail’i Tanımama Politikası

İsrail, ilk kurulduğu yıllarda Arap ülkelerinin büyük bir kısmı tarafından tanınmadı. Filistin meselesi, Arap dünyasının İsrail’e karşı duruşunu belirleyen en önemli faktör oldu. Arap ülkeleri, Filistin topraklarında İsrail’in varlığını meşru görmedikleri için, İsrail’i resmi olarak tanımadılar ve İsrail ile diplomatik ilişkiler kurmadılar. Bu durum, özellikle 1948’den 1970’lere kadar süren dönemde belirgindi. 1967’deki Altı Gün Savaşı, Arap dünyasıyla İsrail arasındaki tansiyonu daha da artırmış ve bu dönemde İsrail’e yönelik düşmanlık daha da derinleşmiştir.

İsrail’in Tanınma Sürecinde 1970’ler ve 1980’ler

1970’ler ve 1980’ler, İsrail’in devlet olarak tanınması sürecinde önemli adımların atıldığı yıllar olmuştur. 1979’da Mısır, İsrail’i tanıyan ilk Arap ülkesi oldu. Mısır’ın bu kararını takiben, Ürdün 1994’te İsrail ile barış anlaşması yaparak, İsrail’i tanıyan ikinci Arap ülkesi oldu. Bu dönemde, İsrail’in dünya genelinde tanınması oranı giderek arttı ve bir dizi ülkeler İsrail’le diplomatik ilişkiler kurmaya başladılar.

İsrail’in Devlet Olarak Tanınmasının Günümüz Durumu

Bugün, İsrail dünyadaki çoğu ülke tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınmaktadır. Ancak, hala bazı ülkeler, özellikle Filistinlilerin haklarını savunan ülkeler ve bazı Arap devletleri, İsrail’i tanımamaktadır. İsrail’in tanınma süreci, tarihsel olarak büyük bir değişim göstermiştir ve halen bazı uluslararası çatışmaların merkezinde yer almaktadır.

Sonuç olarak, İsrail’in devlet olarak tanınma süreci, yalnızca bir kurucu beyanın ötesinde, uluslararası ilişkilerde önemli bir dönüşümü temsil etmektedir. Birleşmiş Milletler, büyük güçler ve bölgesel oyuncuların etkisiyle şekillenen bu süreç, günümüzde hala devam etmekte olan bir mesele olmuştur.